Gazeteci bir siyasi partiye, bir zümreye değil kamuoyuna karşı sorumludur. En önemli görevlerinden biri de halkı doğru bilgilendirmektir. Gazeteci, topladığı bilgileri kendi darağacında değerlendirerek gözlemlerini, yorumlarını, analizlerini kişi ve kurumlara hakaret etmeden kamuoyuna doğru aktarandır.
İYİ Partili bazı arkadaşlarımız; “Son yılların en sönük kongresi” başlığıyla kamuoyuna duyurduğum analiz haberim nedeniyle üzüldüklerini dile getirdi. Gördüklerimi, şahit olduklarımı yazamayacaksam bu mesleği yapmamın bir anlamı kalır mı?
Oysa İYİ Parti Manavgat’ta teşkilatlanmaya başladığı andan kuruluşuna ve bugüne geldiği güne kadar yorumlanmaya muhtaç bir parti konumuna geldi.
İktidara yürüme hayali olan, o olmazsa ana muhalefet partisi olmayı ilke edinmiş bir partinin teşkilatı, bir zümrenin iradesine teslim edilmemelidir. Aidiyet duygusuyla bu oluşuma hiçbir beklenti içinde olmadan gönül verenler küstürülemez, küstürülmemelidir de!
Bir parti büyürken onu sahiplenme duygusuyla hareket ederek küçültmek Genel Başkan Meral Akşener’in politikalarına ve anlayışına sekte vurmaktan başka bir şey ifade etmez.
Burada kaybeden önce İYİ Parti sonra Manavgat sonra da Türkiye olur.
Aslında cevaplar, sorularda gizlidir. Kamuoyu mutmain olana kadar sormaya devam edeceğiz.
- Tek listeyle seçime gidilse de, sonucu belli bir kongre olsa da o salon neden doldurulmadı?
- Oy kullanan 233 delege (gerçi birçoğu rica-minnet telefonla çağrıldı) yanlarında eşlerini ya da arkadaşlarından birini getirseydi o salon dolar mıydı, dolmaz mıydı?
- Emel Özden öyle ya da böyle milletvekilliği aday adaylığını açıklamış partili bir iş insanı. Kongrede neden yoktu? Şayet herkese eşit mesafede durulsaydı; Emel Özden o kongreye 500 kişiyle gelir miydi, gelmez miydi?
- Kongrede konuşma yapan Başkan Sayın Hüseyin Ergen Manavgat’ın sorunları ile ilgili neden tek kelime bile söylemedi? Kimleri niçin darıltmaktan çekindi? Ulusal siyasetin yapılacağı yerler genel merkezlerdir, ilçe teşkilatları değil. Başkan bunu bilmez mi?
- İYİ Parti’nin kuruluş aşamasında aktif rol oynayan daha düne kadar ilçe başkan yardımcılığı görevini yürüten Talat Enhoş gibi bir ismi yok sayarak il delege listesine bile adını yazmamak vefasızlık değil midir?
- İlçe teşkilatı yapılanmasına karşı çıkan ama partilerinden asla vaz geçmediklerini dile getiren Enhoş gibi acaba Manavgat’ta daha kaç isim var?
Parti, aynı duygu, düşünce ve anlayışı paylaşan ve de o yolda yürüyenlerin oluşturduğu bir birlikteliktir. Bu birliktelikte insanlar fikirlerini özgürce savunma hakkına sahiptir. Ama kişiler sırf fikirlerinden dolayı parti kavramı anlayışı dışında ötekileştirilirse, bu eylem partiye değil o çokça eleştirilen düzene ve sisteme hizmet eder.
Önümüzde çok kritik bir başkanlık seçimi var. Hep birlikte bu seçime odaklanmalıyız.
Şimdi kavga değil kucaklaşma zamanı…