Emel Özden’in İYİ Parti’den istifa ederek AK Parti’ye üye olması Özden’i eleştirilerin odak noktasına oturttu.
Kimisi ihanetle, kimisi hainlikle suçladı. Bunlar çok ağır ithamlardı. Önünü arkasını düşünmeden yapılan bu eleştiriler, kişilerin kendisini bağlayacağı gibi eleştiri getirilen kişinin de zaman içerisinde haklılığını ortaya çıkarır.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her kişi seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Bu bir anayasal haktır ve hiçbir irade bu hakkı tahakküm altına alamaz.
Turizmci iş insanı Emel Özden’de anayasal hakkını AK Parti’den yana kullanmışsa; bunda kızacak ne var?
AK Parti Özden’e anasının AK sütü gibi helaldir.
Kendilerini demokrat diye tanımlayanların, mensubu oldukları partilerin dışındaki siyasi partilere düşmanca bakışları demokrasimizi olgunlaştırmaz bilakis köreltir.
Körelme, toplumdaki insanların birbirinden izole olmasına; güvensizliğin artmasına toplumdaki tarafların birbirlerini gayri meşrulaştırmasına, ideallerin sorgulanmasına yol açar.
Emel Özden sadece AK Parti saflarına geçti, partinin sade bir üyesidir, yaptırım gücü şimdilik yoktur. Yani ne Manavgat’a ihanet etmiştir ne de istifa ettiği İYİ Parti’ye.
İYİ Parti aleyhine bir açıklaması yok
Çünkü İYİ Parti’den ayrıldıktan sonra parti aleyhine olumsuz tek bir demecini ya da açıklamasını duymadım. Şayet böyle bir açıklaması varsa okuyucularımın affına sığınırım.
Emel Özden’i tanımam. İYİ Parti döneminde yaptığı etkinliklerin bir kaçını haberleştirdim, gözlemlerimi yazdım. Ondaki arzuyu, hırsı, tuttuğunu koparacak bir kişiliğe sahip olduğunu açık ve net gördüm.
Siyasette var olma mücadelesi veriyor
Emel Özden’e İYİ Parti’de siyaset yapma hakkı tanınmadı, alanı daraltıldı, adeta partiden gönderilmesi için her yol denendi. Manavgat’taki üyelik başvurusu reddedildi. O da gitti Antalya’da üyelik kaydını yaptırdı.
Emel Özden’in bu mücadelesi İYİ Parti İlçe Başkanı Hatice Avcı’yı istifaya götürdü. Özden’in partide güçlenmesini istemiyen yapı, bu gelişmelerle birlikte Emel Özden’in üstünü çizdi, bunda da başarılı oldu.
Burada kaybeden Emel Özden olmadı. Kaybeden İYİ Parti ve Millet İttifakı oldu. 14 Mayıs seçimlerinde 9-10 bin personeliyle millet ittifakına katkı verebilecek bir güç, öngörüsü olmayan siyasilerin bencil davranışları yüzünden avuçların içinden kayıp gitti.
Görünen köy uzak değil yakındır, o köyde siyasi dengeler altüst olmuştur. Sonuçlarını 15 Mayıs sabahı gördüğümüzde elbette sorumlularını özeleştiri yapmaya davet edeceğiz.
İYİ Parti’ye sorular
Bu nedenlerden dolayı aslında sormamız gereken soru şu olmalıdır: Bu sorunun muhatabı da Manavgat iyi Parti ilçe yöneticileridir.
Emel Özden’e İYİ Parti’de siyaset yapma hakkı neden tanımadınız, niçin engellediniz, AK Parti’ye gitmesine neden olduğunuz için vicdani bir rahatsızlık duyuyor musunuz?
Ben şahsen Emel Özden’e haksızlık yapıldığına inanıyorum Özden’de buna inanıyor ki, kendisini ifade edebileceği, kendini yok sayanlardan hesap sorabileceği bir partinin yolunu tuttu.
Filozofun, “Haksızlık önünde eğilmeyiniz, çünkü hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz.” dediği gibi.
Emel Özden haksızlığa boyun eğmedi, köşesine çekilmedi, mücadele azmini diri tuttu.
Bu mücadelede paramı belki kaybedebilirim ama şerefimi asla mesajını da topluma vermiş oldu.