Türkiye’nin hangi sistemle yönetildiğini bilmeyen milyonlarca vatandaşımız var. Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran bir sistem olduğunu henüz daha anlamış değiliz.
Bu konuda vatandaşı da suçlayacak değiliz. Onlar geçinme, evine ekmek götürme derdinde. Bu nedenle yarı başkanlık sisteminin nasıl ucube bir sistem olduğuna kafa yormuyorlar. İşin acı tarafı öğrenmekte istemiyorlar.
Başkanlık sistemini demokrasi diye yutturuyorlar
Bu sistemi vatandaşa anlatması gereken muhalefet partileri de yetersiz kalınca; otoriter bir rejimin adına ‘Demokrasi’ deyip kendimizi aldatıyoruz.
Otoriter rejimlerin ülkeleri Faşizme doğru hızla sürüklediğini anladığımızda iş işten çoktan geçmiş olacak. Tarihte Almanya, İtalya ve İspanya örneğinde olduğu gibi. Ve hatta Latin Amerika ülkelerini hiç saymıyorum.
Otoriter rejimlerin sonu faşizmdir
“Önümüzde çok önemli bir 2. Tur Cumhurbaşkanlığı seçimi var, şimdi bunları yazmanın zamanı mı?” diye ihtimal ki gönül koyacaksınız. Evet. Asıl şimdi bunları yazmanın tam zamanı. Çünkü vatandaşların çok büyük kısmı hangi adaya niçin oy verilmesi gerektiğini bilmiyor.
Siyasetin, siyasetçinin pazarcı tezgâhlarına düşmesinin genel sonucudur bu durum.
Gezgin Adam sokağın nabzını tuttu
*Gezgin Adam Dergisi, sokak röportajları başlıklı üç programı kendi adını taşıyan Gezgin Adam Dergisi TV ve Youtube’da yayınladı. Cafer Karakuş ve Muhammet Emin Karaöz sokağa indi, yaklaşık 60 vatandaşa ‘oy’ tercihlerini sordu.
Bakmayın siz büyük laflar eden siyasetçilere, sokaklar siyasetin aynasıdır. Sokakta konuşulan siyasetin sandık sonuçlarına etki ettiğine hepimiz yakından şahit olmuşuzdur.
Sunucu, 21 yaşında olduğunu tahmin ettiğim vatandaşa soruyor:
–İkinci turda oyunuzu kime vereceksiniz?
-AK Parti’ye vereceğim.
–Peki neden AK Parti?
– Recep Tayyip Erdoğan’dan başka siyasetçi tanımıyorum ki, aklım erdiğinden beri ‘o’ var…
Bir başka vatandaş ise;
-14 Mayıs’ta Sinan Oğan’a verdim. Şimdi AK Parti’ye vereceğim.
–Neden?
Mecliste çoğunluğu aldılar. Kılıçdaroğlu kazanırsa meclis onu çalıştırmaz…
İşte zurnanın zırt dediği yer tam da burası:
Sanılıyor ki; Kemal Kılıçdaroğlu seçimi kazandığında meclis ona engel çıkartacak, çalıştırmayacak. Recep Tayyip Erdoğan’ın Ekrem İmamoğlu için söylediği ‘Topal Ördek’ söylemi geçerli olacak.
Vatandaşın safça, iyi niyetle verdiği bu örnek AK Parti’nin kara propagandasından başka bir şey değil. Vatandaşın böyle düşünmesini istiyorlar, bunda da başarılı oluyorlar.
Oysa 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayan bu sistemde, tek yetki seçilen cumhurbaşkanındadır.
Bu beş yıllık süreç içerisinde cumhurbaşkanının aldığı hangi karara itiraz edilebildi ki?
TBMM’nin bir yaptırım gücü var mıdır?
Anayasa hükümleri uygulanmakta mıdır?
Kanunlar keyfiyet içermekte midir?
Bu soruların hepsine ‘EVET’ cevabını veriyor ve kabulleniyorsan;
Kabahatin çoğu senin kardeşim…
- Gezgin Adam Dergisi ve yetenekli genç muhabirlerine başarılar diliyorum.
