DEVA’NIN DEMOKRATİK MEŞRUİYET SORUNU

0

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Türkiye’de oynanmakta olan “Demokrasi” filminin figüran partilerinden olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. DEVA’nın İstanbul’da 21 ilçe başkanının; İstanbul İl başkanlığı için genel kurul yapılmasını isteyen kamuoyu açıklaması partide demokratik bir anlayışın olmadığını ortaya koydu.

Genel Başkan Ali Babacan’ın demokratlığın fazla popülerlik getirmediğine inandığından olsa gerek tek derdi kendisine 15 vekil hediye eden CHP’ye göndermelerde bulunmak.

Totalitarizmin adına demokrasi diyorlar

Demokrasi ve demokratlık nutuklarını atmada liderliği hiç kimseye bırakmayan DEVA Partisi bir önceki yazımızda da belirttiğimiz üzere totaliter bir anlayışla yoluna devam etmekte olduğu izlenimini vermeye devam ediyor. Ne de olsa çıraklık dönemini yaşadıkları AK Parti’den çok şey öğrendiler.

                                           Tek adamlığa yöneliş

Ali Babacan kendisinin de içinde bulunduğu AK Parti’nin kuruluş yıllarında “Avrupa Birliği, Yasakları Kaldırma, Vesayetle Mücadele, Hürriyetleri Genişletme, Tarikatları STK olarak görme, Açılım Süreçleri” gibi söylem ve uygulamalarıyla demokrat ve özgürlükçü bir tavır sergilemekten geri kalmamıştı. Ne var ki bunların arkasından karşımıza çıka çıka sadece tek adam sistemi çıktı.

Ali Babacan’da “TEK ADAM” olma isteğiyle yanıp tutuşuyor. Demokratik anlayış, demokratik sistem, demokratik uygulama hak getire…

Seçimle değil atamayla gelen başkanlar

Pek çok il başkanının farklı sebeplerden dolayı il başkanlığından ayrıldığı DEVA Partisinde, il ve ilçe başkanları demokratik bir meşruiyete sahip değildir. Kuruluşunun üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen pek çok il ve ilçe başkanının atamayla görevlerine devam ettiği DEVA Partisi’nde il ve ilçe kongreleri önemli oranda yapılamıyor.

Antalya ve İstanbul örneği

Son olarak İstanbul’da, Antalya’da 3 yılda 3 atanmış il başkanı ile yola devam eden DEVA Partisi’nde il kongrelerinin yapılmaması nasıl açıklanmalı? Yeterli üye sayısına ulaşılamamasıyla mı, kongre yapabilecek bir kapasiteye sahip teşkilatların bulunmamasıyla mı yoksa genel merkez idarecilerinin partinin adında da geçen demokrasiye inanmamasıyla mı?

AK Parti ve MHP’ye antidemokratik davrandıkları gerekçesiyle ağır eleştirilerde bulunan Ali Babacan’ın öncelikli olarak partisinde neden il ve ilçe kongreleri yaptırmayarak tabanın sesine kulak vermediğini kamuoyuna açıklaması gerekmektedir.

“Kongre demek demokrasi demektir”

Geçen hafta için demokrasi talebiyle harekete geçen DEVA Partisi’nin İstanbul’daki 21 İlçe Başkanı veya Kurucu İlçe Başkanı “Kongre demek demokrasi demektir” anlamına gelen bir kamuoyu açıklamasıyla genel merkezlerine hem hukuki hem de vicdani bir çağrıda bulunarak İstanbul İl Kongresinin bir an önce yapılmasını istedi.

Demokratik meşruiyetleri yok

Benzeri çağrıların Kocaeli’nde de yapıldığı ancak merkezden olumlu yanıt alınmadığı varsayılırsa DEVA Parti’sinin yakın bir gelecekte sürpriz istifalarla karşılaşması mümkündür. Antalya gibi Türkiye’nin en büyük şehirlerinden birinde de hala il kongresiyle bir il başkanı seçilemediğini düşünürsek DEVA Partisinin il ve ilçe teşkilatlarının demokratik meşruiyetinin ne kadar da sorunlu olduğunu anlayabiliriz.

Manavgat’ta farklı değil

Son olarak Manavgat’ta boy göstermeye çalışan DEVA Partisi Manavgat İlçe Başkanlığı da hala ilçe kongresi yapamayan ilçe yönetimlerinden biri. Seçim döneminde demokrasi nutuklarını CHP’nin topladığı kalabalıklara irat eden ilçe başkanlarının Manavgatlıların iradesiyle seçilmediğini, sadece atanmış bir kişi olarak konuştuğunu hatırlarsak yaklaşmakta olan yerel seçimlerde CHP’ye olan meydan okumalarının da ne kadar anlamsız olduğu görülecektir.

“Biz tek başımıza kalsak da demokrasi için mücadele edeceğiz” diyen Ali Babacan ve ekibinin öncelikli olarak demokrasinin ne olduğunu ve nasıl işlemesi gerektiğini daha iyi anlaması yani demokrasiyi içselleştirmesi ve teşkilatlarının sesine kulak vermesi gerekmektedir.

Eğer DEVA Partisi, il ve ilçe kongrelerini yaparak teşkilatlarının meşruiyetini sağlayamazsa DEVA Partisi’nin yakın bir gelecekte tabela partisine dönüşeceği ve çok sayıda kopuş yaşayacağı açıktır.

Gel de Orhan Veli’yi rahmetle bir kez daha anma!

“Neler yapmadık şu vatan için!

Kimimiz öldük;

Kimimiz nutuk söyledik.”