Türkiye’de tarım ve hayvancılıkta gelinen nokta gelecek için üretici ve besicileri kara kara düşündürüyor. Batı devletleri çiftçisini her yönde kanunlar yaparak koruyup kollamaya çalışırken ve onları üretime teşvik ederken, Türkiye’nin uyguladığı tarım politikaları çiftçiyi topraktan uzaklaştırıyor.
Pandemi ve iklim krizinden dolayı dünyada Gıda Egemenliğinin önemi arttı. Türkiye kendine yeterli olma potansiyeli ile yeni tarım düzeninde önemli ülkeler arasında kendine yer edinebilir. Türkiye üretirse açlık, kıtlık olmaz. Üretmezse açlıkta olur, kıtlıkta olur.
Türkiye, yaşadığı ekonomik krizde tarımın gücünden yararlanmak yerine tarımı yok etmeye çalışıyor. Diğer yandan çiftçiyi, üreticiyi ve besiciyi korumak için bir takım hibeler kanunlar yoluyla uygulanmaya konuluyor fakat bunlar piyasa koşullarının çok gerisinde kaldığı için maalesef bir anlam taşımıyor.
Besiciliğin çok zor günler geçirdiği bu günlerde iktidarın, hayvancılığa getirdiği zorunlu sigorta yaptırılması yasası besicileri zorlayacak gibi görünüyor.
Resmi Gazete ‘de yayınlandı
Resmi Gazete ’de 15 Eylül Cuma günü yayınlanan Sözleşmeli Üretim Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 2. Bölüm Genel Hükümler 6. Maddesinde; “Tarımsal üretim sözleşmesine tabi ürünlere veya üretim varlıklarına sigorta yaptırılması zorunludur. Tarım sigortalarının kapsamı ve şartlarına dair esaslar tarımsal üretim sözleşmesinde düzenlenir” deniliyor.
Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM)
Zorunlu sigorta yaptırılacak kurumun adresi TARSİM yani ‘Tarım Sigortaları Havuzu ’dur”.
14 Haziran 2005 tarihli 5363 sayılı “Tarım Sigortaları Kanunu” kapsamında kurulan Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. çiftçilerin ürünlerini oluşabilecek hasarlara karşı güvence alınmasını amaçlar.
TARSİM kuruluş amacında belirtildiği gibi sadece doğal afetlerde üreticinin zararını ödeyeceğini kanun hükmüne bağlamış. Ancak doğal afetten kastın ne olduğu açıkça ifade edilmemiş.
Yasanın ucu o kadar açık ki hayvanlarını sigorta ettirmeyen besiciler, sigorta ettirenlerden daha karlı bir pozisyonda.
Hayvanlarını sigorta ettirenler yanıyor
Örneğini Manavgat’ta yaşadık. Manavgat’ta yaşanan talihsiz yüzyılın yangınında yasaya uyarak hayvanlarını TARSİM’e sigortalatan besiciler, hayvanları sigortalı oldukları için doğal afetten doğan zararlarını sigortadan alamadılar. Doğal afetten muaf tutuldular. Bu da yüzbinlerce lira zarar etme anlamına geldi.
Oysa hayvanlarını sigorta yaptırmayanlara devlet beyan ölçüsünde telef olan hayvanların sayısı kadar hayvanı bila bedel verdi.
TARSİM, 2023 YILI doğal afet zamanlarında uğranacak zararların karşılığını ödeme tablosunu açıkladı. Ancak görüldü ki sigortanın ödeyeceği tutar, hayvanın piyasa değerinin dörtte biri bile kadar değil.
Sigortalatmak yerine kesimhaneye gönderiyorlar
Bu şartlarda hangi besici hayvanını sigortalamak ister? Zaten çoğu bu nedenlerle besiciliği terk ederek hayvanlarını kesime gönderiyor.
Şayet bu yasa revize edilmezse zaten bitme noktasına gelen Hayvancılık tümden yok olmaya mahkûm olacak. Bunun doğal sonucu da Gıda Krizi demektir.