Manavgat Belediyespor’un şampiyonluk yolundaki en önemli deplasman maçı olarak kabul edilen Eskişehirspor maç saatinin federasyon tarafından saat 18.00’e alınması tedirginlik yarattı.
Sahada kazanılamayan maçların güçlü lobiler devreye sokularak masa başında kazanılmasına zemin hazırlayan organize güçlerin varlığa ülke olarak çok tanıklık ettik.
Siyasetçi, mafya ve cemaatçi grupların himayesindeki Türk futbolu, sisteme karşı varlık mücadelesini sürdüren iyi niyetli futbol takımlarının kaderini otomatikman etkilemektedir.
Geçmişi tarihi başarılarla dolu Eskişehirspor’un futbol camiasında ve siyasi arenada çok güçlü bir lobisi var. Şehir, takımlarının BAL liginde mücadele ediyor olmasına hiç tahammül edemiyorlar. Eskişehirspor kötü futbol oynamasına rağmen iç saha maçlarını en az 15-20 bin taraftarının önünde oynuyor.
Taraftar ayrıca bu maçları ücretsizde izlemiyor. Bu maçlar için 400-600 lira bilet parası ödüyor. Futbolun kentte kattığı ekonomik değerinin farkında olan Eskişehir lobisi takımlarının üst liglere çıkması için hiçbir fedakârlıklardan kaçınmayacaklarını sıkça dile getiriyor.
Bu fedakârlıkların neler olduğu varın artık sizler anlayın!
ABD destekli Arjantin faşist cuntasının 1978 dünya kupasını nasıl kazandığı hafızalarımızda taptaze duruyor. Yarı Final maçında turnuvanın flaş takımı PERU Milli takımını 6-0 gibi anormal bir sonuçla mağlup eden Arjantin Milli takımı için o yıllarda neler yazıldı çizildi.
Arjantin’deki faşist darbeyi meşrulaştırmak isteyen ABD dünya kupasını Arjantin’in kazanmasını istiyordu. Peru engeli 50 milyon dolarlık paranın uluslararası arenada Peru adına dolaşımına izin verilmesiyle aşıldı. Bunun yanında Peru’ya silah, buğday ve yiyecek hibeleri yapıldı. Peru ihtiyacı olanı almıştı, elbette Arjantin’de ihtiyacı olan skoru almıştı. Alan da veren de memnundu.
Arjantin Milli Takımı’nın efsane teknik direktörü Cesar Louis Menotti cuntanın aksine sosyalist düşünceye sahipti. Cuntacılar karşı sözünü esirgemiyordu. Dünya futbol piyasasına üstü örtülü mesajlar veriyordu. Kupayı kazanmak istiyordu ama işkencelerde öldürülen 30 bin solcunun da acısını yüreğinde hissediyordu.
Bir açıklamasında Menotti şöyle diyordu:
“Sağın futbolunda para tüm yozluğu meşru kılar. Solun futbolunda sadece kazanmak için değil, insan olmak için oynuyoruz”
12 Eylül darbesinin cuntacı lideri Kenan Evren bir gecede yasayı değiştirerek küme düşmüş Ankaragücü’nü ligde tutmasını unuttuk mu?
Evren’in bahanesi de hazırdı: Başkent futbol takımsız olur mu? Zaten koro da hazırdı, olmaz komutanım!
Gerek Türkiye’de gerek dünyada bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Tuzun kokmasını bir yana bırakın artık tuz küflendi, çürüdü.
Manavgat Belediyespor’un futbolcuları he türlü baskılara ve engellemelere karşı sahaya çıkıp aslanlar gibi mücadele edecek, yüreklerini ortaya koyacaklardır. Arkalarında şampiyonluğa inanmış kocaman bir aile Manavgat ailesi var.
Onlara inanan belediye başkanı, yöneticileri, iş insanları ve teknik bir ekip var.
Manavgat Belediye Başkanı Sn. Niyazi Nefi Kara’nın tüm fiziki ve sosyal şartları zorlayarak Eskişehir deplasmanına en az 10 otobüs taraftarın gitmesini sağlamak için seferberlik ilan etmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Ve hatta başkanın programını boşaltıp o gün taraftarlarla Eskişehir’de tribünde olmasını çok isterim.
Manavgat’ın da güçlü bir siyasetinin ve lobisinin var olduğunu Futbol Federasyonu’na ve spor camiasına göstermesinin işte şimdi tam zamanı.
Mademki şimdilerde futbolun asla sadece futbol olmadığını biliyoruz; o zaman oyunu kuralına göre oynamak gerekir.
Manavgat’ta kuşların tek bir hedefi vardır: Özgürlüğe kanat çırpmak.
Manavgat Belediyespor da Eskişehir’de özgürlüğe kanat çırpacak…