Manavgat Ticaret Odası (MATSO) seçimine kısa bir süre kaldı. Adayların seçim çalışmalarına, projelerine baktığımızda umutlu bir geleceğin bizleri beklediği pek söylenemez.
Adaylar sosyal medya hesapları üzerinden çalışmalarını sürdürürken, bu çalışmaları değerlendirecek, yorumlayacak gazetecileri kendilerinden uzak tutuyorlar.
Aslında kendilerine soru ya da sorular sorulmasından hoşlanmıyorlar. Bunu tercih etme nedenlerini çok iyi anlıyorum.
Adaylar o yüzden seçim çalışmalarını kapalı kapılar ardından sürdürmeyi ve hedeflerine ulaşmayı öncelikli görüyor.
2000 yılı öncesine kadar siyasiler oda başkanlarının ağzına bakardı; ne konuşacaklarına karar vermek için şimdi oda başkanları siyasilerin ağzına bakar oldu; ne konuşalım diye…
Dönüştürülen bu siyasette oda başkanları asli görevlerini bir yana bırakarak kendilerini görevde tutacaklarını inandıkları siyasilerle el ele kol kola yürümeyi tercih ettiler.
Siyasetin tüzel ve özerk kurumların önüne geçtiği her yapıda yandaş, biat ve bu oluşumdan beslenen gruplar vardır.
Bu sadece Matso için geçerli değil Manavgat’taki mevcut tüm odalar, siyasetin emrinde ve bir parçası olmuş durumundadır.
Aslında tek bir sorunun cevabını aramak konuyu anlamamız için yeterli:
MATSO’da dâhil olmak üzere diğer mevcut odalar bugüne kadar esnafı rahatlatacak hangi projelere imza attılar?
Soruyu genişletelim: kim başkan seçilirse hangi esnafın hayatı değişecek? Veya kimin seçilmesiyle Manavgat kazanacak ya da kaybedecek?
Bu soruların tek bir cevabı var: Hiç. Evet, cevap hiç, çünkü “Hiçten hiç çıkar, geriye hiç kalır”
Bu hiçlik içerisinde Manavgat’ın atmosferinde şöyle bir düşünce egemen: Oda temsilcileri kendi üyelerini asla siyasilere karşı koruma gücüne sahip değil.
Bu kanıya, Kırmızı listenin adayı Turgay Akar’ın belediye başkanı ve belediye çalışanlarının mevcut başkanın yeniden seçilmesi için esnaf üzerinde kurduğu baskıyı iddia etmesinden varıyoruz.
Bu iddialar vahim ve açıklanmaya muhtaçtır.
Oda yöneticileri, çözüme ihtiyaç duymayacak kadar sorunların farkında değiller. (Bilgisiz)
Sorunların farkındalar, çözmek istemiyorlar. (Kötü niyet. Kesinlikle kabul etmiyorum)
Sorunları biliyorlar, çözmek istiyorlar ve çözemiyorlar. (Güçsüzlük)
Hem biliyorlar, hem çözmek istiyorlar hem de cesaret edemiyorlar. (Siyasi baskı)
Belki siz nedenleri çoğaltabilirsiniz. Bunu değiştiremeyecekseniz, kimin başkan oluşu esnaf için ne fark edecek?
Bundan dolayıdır ki seçim, dili, dini, ırkı, etnik kökeni, rengi ne olursa olsun, Manavgat’ta yaşayan tüm kesimlerin bir araya gelmesiyle kazanılacaktır. Armudun sapı, üzümün çöpü, yok geçmişte o bunu dedi, ben onun geçmişini bilirim, ben onunla bir araya gelemem söylemleri ile bir yere varamayacağımız gerçeğini kabul edelim.
Değerli kırmızı ve mavi seçmenleri Manavgat için vereceğiniz karar önemli.
Meslek gruplarındaki aday isimlere dikkat kesilmeniz daha da önemli…
Tercihiniz Manavgat’ın ve sizin geleceğini belirleyecektir…
