İnsan geçmişte yaşanmış olaylardan ders almadığı veya almak istemediği için, “Tarih tekerrürden ibarettir” kalıplaşmış cümlesini sıkça kullanır.
İnsan ders almadığı için tarihte yaşanmış bir olayın boyutları farklı olsa da bir kez daha yaşanabileceğini söyleyebiliriz. Ancak İzmir/Efes doğumlu Yunanlı düşünür Heraklit, “Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz” demişti.
Tarihin tekerrürden ibarettir tersi bir düşünce öne süren Heraklit, hayatın değişkenliğini vurguluyordu.
İstese de hakaret içeren yazı yazamaz
Gazeteci meslek büyüğümüz Avni Gelendost’un, “Ambargocu Başkan” başlıklı köşe yazısını okuduğumda anılarım beni yıllar öncesine götürdü.
Gelendost köşe yazısında, MATSO seçiminde rakip adayı desteklediği için mevcut başkanın kendisine ve gazetesine ambargo uyguladığını, aboneliklerini iptal ettiğini kendine has üslubuyla yazmış.
Yazıda eleştiri var, hakaret yok
Yazıda eleştiri var, hakaret yok. Gelendost hakaret içeren bir yazıyı yazmak istese bile kaleminin mürekkebi buna izin vermez, çünkü tarzı değildir.
Burada üzücü olan Gazeteci ile kurumlar arası ilişkilerin gittikçe yozlaşması. Her kurum bünyesinde oluşturduğu ‘Basın Birimi’ ve yakın bulduğu gazetecisiyle kamunun merak ettiği, bilmek istediği asıl konuları değil, kendilerinin topluma vermek istedikleri haber değeri olmayan mesajların, konuların haberleştirip servis edilmeleri.
Eleştiren gazeteci sistem dışına
Eleştiren, sorgulayan mesleğinin etik kurallarını uygulayan, asıl amacı toplumu doğru bilgilendirmek isteyen gazeteciler ise sistemin dışına itiliyor.
Şayet bu anlayış devam ederse; Benim geçmişte merhum Ahmet Boztaş ile yaşadıklarımın bir benzerini bugün Avni Gelendost’un yaşaması, yarın bir başka gazetecinin de başına gelecek olması büyük bir ihtimaldir.
Meslek dayanışması hak getire
O günde bir meslek dayanışması yoktu, bugün de yok. Gazeteciler sessiz. Bu sessizliğin adı parçalanmadır, yok oluştur. Gazeteci, kendini itibarsızlaştırmaya çalışan her kuruma karşı bir ve birlik olmalıdır.
Ahmet Boztaş MATSO ile ilgili yaptığım haberlerden dolayı üç kez savcılığa suç duyurusunda bulundu. Hepsinden de ‘Kovuşturmaya yer yok’ kararı çıktı.
Savcılık gerekçesinde; ‘ Topluma mal olmuş kişilerin bulundukları makam itibarıyla, hakaret içermeyen her türlü eleştiriyi olgunlukla karşılamaları gerekir’ diyerek ders niteliğinde bir gerekçe yazmıştı.
Merhum Boztaş, bizlere küsmemiş her gördüğü yerde selamını vermiş ve hal hatırımızı sormuştu. Ama o da gazete aboneliklerini iptal etmiş ve benim odaya girişimi kendince yasaklamıştı.
Dostluğumuz, arkadaşlığımız, nezaket çerçevesinde vefat edene kadar devam etmişti. Merhuma bir kez daha rahmet diliyorum.
MATSO Başkanı Seydi Tahsin Güngör belki icraatlarıyla değil ama yüksek egosuyla, kibriyle toplumda en çok eleştirilen kişilerin başında geliyor.
Sevilen bir ailenin ferdi olarak
Manavgat’ın sevilen ve köklü bir ailenin ferdi olarak Güngör’ün daha yapıcı ve birleştirici olması beklentileri toplumda oldukça yüksek.
Güngör’ün kavgacı, intikamcı yapısından bir an önce kurtulması Manavgat ticaretinin de hayrına olacaktır.
Ne demişti Heraklit: Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz.
Bu nehirde merhum Boztaş yıkanmıştı. Sizin bir kez daha yıkanmanız gerekmez….